SPACE WEATHER ve UÇUŞ PERSONELİ İÇİN KOZMİK RADYASYON RİSKİ
Dünya genelinde, her gün 100.000'den fazla uçuş gerçekleştirilmektedir. Bu uçuşlar sırasında yolcular ve mürettebat görünmeyen radyasyona maruz kalır. Maruz kalınan bu riskleri anlamak bilimsel bir zorluk olarak ortaya çıkmıştır.
Son yıllarda havayolu şirketlerindeki mürettebat ve yolcular için kozmik radyasyondan korunma önemli bir boyut kazanmıştır. Kozmik ışın akılarının muhtemelen en yüksek olacağı ve yüksek irtifa radyasyon dozunun en fazla alınacağı Uzun mesafeli yüksek irtifalı uçuşlarda ve özellikle kutuplar üzerinde yapılan uçuşlarda maruz kalınan kozmik radyasyonun ölçülmesi çok önem arz etmektedir.
İnsanlar için Önerilen yıllık genel radyasyon doz limiti 1 milisievert (mSv). İnsanlar bir göğüs röntgeni sırasında ~ 0.1 mSv eşdeğer radyasyon dozu alır. Kuvvetli güneş aktivitelerinin olduğu durumlarda uçuş mürettebatı ve yolcular bazen tek uçuşta bile radyasyon koruma yıllık sınırlarını aşan dozlara maruz kalabilirler.
Yüksek enerjili parçacıklar şeklinde ulaşan havacılık radyasyonu, Atmosfere iki kaynaktan ulaşır
(1) Güneşte meydana gelen episodik patlamalar sonucu atmosfere ulaşan radyasyon
(2) Güneş sistemimizin dışından her yönden neredeyse kesintisiz gelen Galaktik Kozmik Işınlar (GCR).
Her iki tür de, Dünya'nın üst atmosferine girerken, uçak bileşenleriyle karşılaştıklarında ek yüksek enerjili parçacıklar üretir. Bu parçacıklar hücre işlevini değiştiren kimyasal radikaller üreterek sağlıklı insan hücrelerini değiştirebilir. İnsan hücresinde meydana gelen bu değişimler kanser riskini arttırır ve diğer zararlı sağlık etkileri üretir. Ayrıca kozmik radyasyon uçuş görevlileri için potansiyel üreme riskleri taşımaktadır. Şekil 1
Bu yüzden özellikle yüksek irtifalardaki uçuşlarda daha fazla etkisi olan bu kozmik radayasyonun ölçümlerini yapmak önemli bir konu haline gelmiş ve bu yöndeki çalışmalar artmıştır. Bu amaçla özel ölçüm ekipmanlarına sahip stratosferik balon uçuşları yapılmaktadır.. Şekil- 2
Havacılık radyasyonu maruziyeti açısından, güvenilir enstrümanlarla yüksek irtifa radyasyon dozunun ölçülmesi ve bu ölçümlerin sektör yöneticilerine sunulması ve el ilanları vasıtası ile yararlı bilgilere dönüştürülmesi, toplumsal bir ihtiyaca hizmet eden ve devam ettirilmesi gereken temel bir hizmettir.
Hazırlayan
İbrahim ÇAMALAN
Meteoroloji Mühendisi
04 Ekim 2017
Space Weather ve Havacılık üzerine etkileri adlı detaylı sunuyu aşağıdaki linkten indirebilirsiniz
1-_space_weather__uzay_havasi__-_2024_havacilik_ii_egitimi.pdf | |
File Size: | 2843 kb |
File Type: |
SPACE WEATHER (UZAY HAVASI) ve HAVACILIK ÜZERİNE ETKİLERİ
Space Weather Hava tahmincilerinin ilgilendiği Havacılık operasyonlarını önemli ölçüde etkileyebilen bir alandır.
Space Weather (Uzay Havası); Güneşte meydana gelen olayların (Anormal veya yoğun patlamalar), Dünya ile Güneş arasındaki gezegenler arası uzay bölgesi, Dünya Atmosferi (iyonosfer ve manyetosfer) ve Manyetik alanı üzerindeki etkileridir.
Güneş Patlamaları sonucu meydana gelen radyasyon rüzgarları patlama sonucu ortaya çıkan yüklü parçacıkları gezegenler arası boşlukta dünyaya doğru taşır. Dünyanın Aydınlık ve karanlık tarafındaki Manyetosferine dolayısı ile Manyetik alanında ulaşan Bu güneş rüzgarları sıkışır. Manyetik alan tarafından yönlendirilen bu yüklü parçacıklar dünya üzerindeki konumuna göre havacılık operasyonları üzerine önemli etkilerin ortaya çıkmasına sebep olur.
Aşağıda bu etkileşim animasyon ile gösterilmiştir.
SPACE WEATHER ve HAVACILIK OPERASYONLARI
Kuzey ve orta enlemler üzerinde yapılan uçuşlarda uçaklar VHF (Çok yüksek frekans) ve UHF (ultra yüksek frekans) radyo kanallarını kullanırlar. Kutuplara yakın alanlar (>78°N ve >60°S) ve okyanuslar üzerinde gerçekleşen havacılık operasyonlarında ise uçaklar Hava Trafik Kontrolörleri ile iletişim kurmak için birincil ve ikincil HF (yüksek frekans) radyo kanallarını kullanırlar.
Uzun mesafeli Doğu – Batı uçuşlarında Radyo iletişimi irtifa ( altitude) veya Güzergah değişikliklerini ve belirli aralıklarla (5 veya 10 derece) konum bilgi raporlarını edebilmek için kritik öneme sahiptir.
Eğer pilotlar Yer Kontrolorleri ile birincil veya ikincil frekanslarda iletişim kuramazlarsa alternatif bir frekans bulmak veya başka bir uçak, uydu haberleşme kanalı (SATCOM, Iridium vb.) veya Hava Trafik Kontrol (ATC) birimi bularak mesajlarını iletmek zorundadırlar. Eğer Space Weather HF veya VHF/UHF iletişim kanallarını etkilerse problem kısa sürede ciddileşebilir. Kutuplar veya okyanuslar üzerinde Hava Trafik Kontrol radarları mevcut değildir. Dolayısı ile İletişim kanallarının kullanılmasında problemler oluşması durumunda Hava Trafik Kontrolorleri Uçaklardaki konum ve irtifa bilgi raporlarını alamazlar. Bu durum uçuş güvenliği için önemli olan kritik durumların ve uçağın konum ve irtifasının Hava Trafik Kontrolörleri tarafından doğrulanamaması ve bilgi alamaması anlamına gelir. Uçuş personeli ile iletişimin kesilmesi durumunda ATC uçuş güzergahındaki Hava ayırmalarını yapamaz. Sonuç olarak; ATC ile iletişimin kesilmesi arama ve kurtarma operasyonlarının başlatılmasına sebep olabilir.
Space Weather ile alakalı olayların Dünya atmosferi üzerindeki en yaygın bilinen etkileri “Radio Blackout” olarak bilinen Radyo kesintileri, Geomanyetik fırtınalar (Geomagnetik Storm) ve Güneş Radyasyonu (Solar Radiation Storm) fırtınalarıdır.
Radio Blackout (Radyo Kesintileri) ; Güneş patlamaları sırasında yayılan ve dünyanın aydınlık tarafını etkileyen X-ray ve Aşırı ultraviyole ışın patlamalarından kaynaklanır.
SPACE WEATHER (Uzay Havası) TAHMİNLERİ
Space Weather tahmini Güneşte meydana gelen Anormal veya yoğun patlamalar ve Dünyanın Manyetosferinde meydana gelebilecek etkilerinin önceden tahmin edilmesidir. Space Weather tahmin ürünleride bu olaydan etkilenen Jeomanyetik enlemler hakkında bilgiler içerir.
Hazırlayan: İbrahim ÇAMALAN
03 Kasım 2016
TAHMİN TUTARLILIĞI VE DİVERTLER II (ANALIZ)
Havalimanı meteorolojik tahmin ve gözlemlerinin güvenilir ve zamanında hazırlanarak havacılık sektörüne sunulması, özellikle kış mevsimi şartları göz önüne alındığında, güvenli ve verimli hava seyrüseferleri için büyük önem arz etmektedir bu dönemde olumsuz hava şartlarından dolayı uçuş iptalleri ve yönlendirmeleri (divert) sayısında artış olduğu tüm havacılık sektörü tarafından bilinmektedir. Havaalanlarında verilen her türlü meteorolojik hizmetin tutarlılık ve etkinliğinin yüksek olması amacıyla bu merkezlerde görev yapan tahminci personelin tahmininden sorumlu olduğu bölgenin lokal şartlarını ve yöresel özelliklerini tanıması büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yerinde eğitimler yapılmaktadır. Divert oranlarında düşüş sağlamanın diğer bir yoluda Havayolu şirketleri tarafından Tarifeli Seferlerin Planlanması aşamasında, uçuş planlamasının ilgili Havalimanı Meteoroloji Müdürlüklerinin de görüşleri alınarak, meteorolojik şartların uçuculuğa olumsuz etkilerinin fazla olacağı saatlerin dışında yapılmasıdır.
Aşağıda Eğitim amaçli grafiklendirdiğimiz: tahminlerin tutarlılığının divertler üzerine etkisini gösteren çalışma verilmiştir.
İbrahim ÇAMALAN
20.02.2017